Almanca En Çok Kullanılan Fiiller
Almanca En Çok Kullanılan Fiiller: Almanca, dünya üzerinde en çok konuşulan diller arasında yer alırken, Almanca fiiller dilin temel yapı taşlarından biridir. Almanca’yı öğrenirken fiillerin önemi büyüktür çünkü fiiller, cümleleri oluştururken hareket ve eylemi ifade etmemizi sağlar. Bu dilde en sık kullanılan fiiller, günlük iletişimdeki önemli bir yer tutar ve dilin temel taşları arasında yer alır.
Almancada fiiller, çeşitli zamanlarda farklı şekillerde kullanılır ve dilin yapısal özelliklerini belirler. Özellikle Almanca en çok kullanılan fiiller, dilin günlük pratiklerinde sıkça karşımıza çıkar ve iletişimde etkili bir rol oynarlar. Bu fiillerin doğru kullanımı, dilin akıcılığını ve anlaşılabilirliğini arttırır.
Bu makalede, Almanca en çok kullanılan fiillerine odaklanarak, dilin temel yapı taşlarından biri olan fiillerin önemini ve günlük yaşamda nasıl kullanıldıklarını inceleyeceğiz. Ayrıca, bu fiillerin farklı zamanlardaki kullanımlarını ve cümle içindeki rollerini ele alarak dil öğrenimindeki önemlerini ortaya koyacağız. İlerleyen bölümlerde, Almanca en çok kullanılan fiillerini keşfederken, dilin zenginliğini ve ifade gücünü daha yakından göreceğiz.
Almanca fiillerin önemi ve kullanımı hakkında daha fazla bilgi edinmek için bu makalemizi okumaya devam edin.
Almanca En Çok Kullanılan Fiiller Listesi
Sizler için tam 100 adet fiil içeren Almanca En Çok Kullanılan Fiiller Listesini hazırladık. İşte Almanca En Çok Kullanılan Fiiller Listesi.
- sein – olmak
- haben – sahip olmak
- werden – olmak (gelecek zaman)
- machen – yapmak
- sagen – söylemek
- gehen – gitmek
- kommen – gelmek
- können – yapabilmek
- wollen – istemek
- müssen – zorunda olmak
- dürfen – izinli olmak
- stehen – durmak, ayakta olmak
- tun – yapmak, etmek
- wissen – bilmek
- sehen – görmek
- lassen – bırakmak, izin vermek
- finden – bulmak
- bleiben – kalmak
- liegen – yatmak, uzanmak
- heißen – adı olmak
- denken – düşünmek
- kommen – gelmek
- bringen – getirmek
- sagen – söylemek
- führen – yönetmek, liderlik etmek
- bekommen – almak, elde etmek
- zeigen – göstermek
- spielen – oynamak
- arbeiten – çalışmak
- folgen – takip etmek
- sprechen – konuşmak
- bringen – getirmek
- meinen – demek, düşünmek
- fragen – sormak
- leben – yaşamak
- bringen – getirmek
- schreiben – yazmak
- fahren – sürmek, gitmek
- setzen – oturtmak, koymak
- erhalten – almak, elde etmek
- treffen – buluşmak, karşılaşmak
- laufen – koşmak
- handeln – hareket etmek
- helfen – yardım etmek
- spielen – çalmak
- sterben – ölmek
- fallen – düşmek
- gewinnen – kazanmak
- beginnen – başlamak
- verstehen – anlamak
- zeigen – göstermek
- glauben – inanmak
- fühlen – hissetmek
- wählen – seçmek
- erscheinen – görünmek, ortaya çıkmak
- benötigen – ihtiyacı olmak
- bleiben – kalmak
- erhalten – almak, elde etmek
- anfangen – başlamak
- entstehen – ortaya çıkmak, oluşmak
- stellen – koymak, yerleştirmek
- erhalten – almak, elde etmek
- spielen – çalmak
- suchen – aramak
- reden – konuşmak
- fallen – düşmek
- drehen – dönmek
- zeigen – göstermek
- tragen – taşımak, giymek
- treffen – buluşmak, karşılaşmak
- erkennen – tanımak, fark etmek
- entscheiden – karar vermek
- wachsen – büyümek, büyütmek
- entwickeln – geliştirmek
- erklären – açıklamak
- füllen – doldurmak
- hören – duymak, dinlemek
- gewinnen – kazanmak
- fühlen – hissetmek
- zeigen – göstermek
- verlieren – kaybetmek
- laufen – koşmak, işlemek
- setzen – oturtmak, koymak
- verstehen – anlamak
- verwenden – kullanmak
- bestehen – geçmek, var olmak
- ziehen – çekmek
- lieben – sevmek
- heißen – adı olmak
- hoffen – ummak
- essen – yemek
- erklären – açıklamak
- sich erinnern – hatırlamak
- sprechen – konuşmak
- schieben – itmek, kaydırmak
- sterben – ölmek
- fallen – düşmek
- verlieren – kaybetmek
- laufen – koşmak
- verwenden – kullanmak
Almanca En Çok Kullanılan Fiiller Örnek Cümleler
Yazımızın bu kısmında bir önceki bölümde verdiğimiz Almanca en çok kullanılan fiiller listesinde bulunan 100 adet Almanca fiilin her biri için örnek cümleler hazırladık. Ayrıca bu Almanca en çok kullanılan fiiller için hazırladığımız örnek cümlelerin Türkçe karşılıklarını da verdik.
- sein – olmak
- Almanca: Ich bin glücklich. (Ben mutluyum.)
- Türkçe: Ben mutluyum.
- haben – sahip olmak
- Almanca: Sie hat eine Katze. (Onun bir kedisi var.)
- Türkçe: Onun bir kedisi var.
- werden – olmak (gelecek zaman)
- Almanca: Sie wird Ärztin werden. (O bir doktor olacak.)
- Türkçe: O bir doktor olacak.
- machen – yapmak
- Almanca: Wir machen einen Ausflug. (Bir gezi yapıyoruz.)
- Türkçe: Bir gezi yapıyoruz.
- sagen – söylemek
- Almanca: Er sagt die Wahrheit. (O doğruyu söylüyor.)
- Türkçe: O doğruyu söylüyor.
- gehen – gitmek
- Almanca: Sie geht zur Schule. (Okula gidiyor.)
- Türkçe: Okula gidiyor.
- kommen – gelmek
- Almanca: Ich komme aus Deutschland. (Ben Almanya’dan geliyorum.)
- Türkçe: Ben Almanya’dan geliyorum.
- können – yapabilmek
- Almanca: Sie kann gut singen. (O iyi şarkı söyleyebilir.)
- Türkçe: O iyi şarkı söyleyebilir.
- wollen – istemek
- Almanca: Er will ein Eis. (O bir dondurma istiyor.)
- Türkçe: O bir dondurma istiyor.
- müssen – zorunda olmak
- Almanca: Ich muss arbeiten. (Çalışmak zorundayım.)
- Türkçe: Çalışmak zorundayım.
- dürfen – izinli olmak
- Almanca: Du darfst nicht hier parken. (Burada park etmemelisin.)
- Türkçe: Burada park etmemelisin.
- stehen – durmak, ayakta olmak
- Almanca: Er steht vor dem Haus. (O evin önünde duruyor.)
- Türkçe: O evin önünde duruyor.
- tun – yapmak, etmek
- Almanca: Wir tun unser Bestes. (Elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz.)
- Türkçe: Elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz.
- wissen – bilmek
- Almanca: Sie weiß die Antwort. (Cevabı biliyor.)
- Türkçe: Cevabı biliyor.
- sehen – görmek
- Almanca: Er sieht den Film. (O filmi görüyor.)
- Türkçe: O filmi görüyor.
- lassen – bırakmak, izin vermek
- Almanca: Ich lasse das Fenster offen. (Pencereyi açık bırakıyorum.)
- Türkçe: Pencereyi açık bırakıyorum.
- finden – bulmak
- Almanca: Sie findet den Schlüssel. (Anahtarı buluyor.)
- Türkçe: Anahtarı buluyor.
- bleiben – kalmak
- Almanca: Wir bleiben zu Hause. (Evde kalıyoruz.)
- Türkçe: Evde kalıyoruz.
- liegen – yatmak, uzanmak
- Almanca: Das Buch liegt auf dem Tisch. (Kitap masanın üstünde duruyor.)
- Türkçe: Kitap masanın üstünde duruyor.
- heißen – adı olmak
- Almanca: Der Film heißt “Der König der Löwen”. (Film “Aslan Kral” adını taşıyor.)
- Türkçe: Film “Aslan Kral” adını taşıyor.
- denken – düşünmek
- Almanca: Ich denke oft an dich. (Sık sık seni düşünüyorum.)
- Türkçe: Sık sık seni düşünüyorum.
- kommen – gelmek
- Almanca: Sie kommt aus Frankreich. (O Fransa’dan geliyor.)
- Türkçe: O Fransa’dan geliyor.
- bringen – getirmek
- Almanca: Bring bitte Milch mit. (Lütfen süt getir.)
- Türkçe: Lütfen süt getir.
- sagen – söylemek
- Almanca: Er sagt immer die Wahrheit. (O her zaman doğruyu söyler.)
- Türkçe: O her zaman doğruyu söyler.
- führen – yönetmek, liderlik etmek
- Almanca: Sie führt das Team. (O takımı yönetiyor.)
- Türkçe: O takımı yönetiyor.
- bekommen – almak, elde etmek
- Almanca: Ich bekomme ein Geschenk. (Bir hediye alıyorum.)
- Türkçe: Bir hediye alıyorum.
- zeigen – göstermek
- Almanca: Er zeigt auf die Karte. (Haritaya işaret ediyor.)
- Türkçe: Haritaya işaret ediyor.
- spielen – oynamak
- Almanca: Sie spielt Gitarre. (O gitar çalıyor.)
- Türkçe: O gitar çalıyor.
- arbeiten – çalışmak
- Almanca: Er arbeitet als Lehrer. (O öğretmen olarak çalışıyor.)
- Türkçe: O öğretmen olarak çalışıyor.
- folgen – takip etmek
- Almanca: Folge mir bitte! (Lütfen beni takip et!)
- Türkçe: Lütfen beni takip et!
- sprechen – konuşmak
- Almanca: Wir sprechen Englisch. (İngilizce konuşuyoruz.)
- Türkçe: İngilizce konuşuyoruz.
- bringen – getirmek
- Almanca: Bring bitte den Koffer. (Lütfen valizi getir.)
- Türkçe: Lütfen valizi getir.
- meinen – demek, düşünmek
- Almanca: Was meinst du damit? (Bunu ne demek istiyorsun?)
- Türkçe: Bunu ne demek istiyorsun?
- fragen – sormak
- Almanca: Sie fragt nach dem Weg. (Yolu soruyor.)
- Türkçe: Yolu soruyor.
- leben – yaşamak
- Almanca: Sie lebt in der Stadt. (O şehirde yaşıyor.)
- Türkçe: O şehirde yaşıyor.
- bringen – getirmek
- Almanca: Er bringt die Pizza. (O pizzayı getiriyor.)
- Türkçe: O pizzayı getiriyor.
- schreiben – yazmak
- Almanca: Ich schreibe einen Brief. (Mektup yazıyorum.)
- Türkçe: Mektup yazıyorum.
- fahren – sürmek, gitmek
- Almanca: Sie fährt mit dem Zug. (O trenle gidiyor.)
- Türkçe: O trenle gidiyor.
- setzen – oturtmak, koymak
- Almanca: Setz dich bitte! (Lütfen otur!)
- Türkçe: Lütfen otur!
- erhalten – almak, elde etmek
- Almanca: Ich erhalte einen Brief. (Mektup alıyorum.)
- Türkçe: Mektup alıyorum.
- treffen – buluşmak, karşılaşmak
- Almanca: Wir treffen uns um 5 Uhr. (Saat 5’te buluşuyoruz.)
- Türkçe: Saat 5’te buluşuyoruz.
- laufen – koşmak
- Almanca: Ich laufe jeden Morgen. (Her sabah koşarım.)
- Türkçe: Her sabah koşarım.
- handeln – hareket etmek
- Almanca: Er handelt schnell. (O hızlı hareket eder.)
- Türkçe: O hızlı hareket eder.
- helfen – yardım etmek
- Almanca: Sie hilft den Bedürftigen. (O ihtiyaç sahiplerine yardım eder.)
- Türkçe: O ihtiyaç sahiplerine yardım eder.
- spielen – çalmak
- Almanca: Er spielt Klavier. (O piyano çalıyor.)
- Türkçe: O piyano çalıyor.
- sterben – ölmek
- Almanca: Wir sterben alle irgendwann. (Hepimiz bir gün öleceğiz.)
- Türkçe: Hepimiz bir gün öleceğiz.
- fallen – düşmek
- Almanca: Das Blatt fällt vom Baum. (Yaprak ağaçtan düşüyor.)
- Türkçe: Yaprak ağaçtan düşüyor.
- gewinnen – kazanmak
- Almanca: Sie gewinnt das Spiel. (O oyunu kazanıyor.)
- Türkçe: O oyunu kazanıyor.
- beginnen – başlamak
- Almanca: Der Unterricht beginnt um 9 Uhr. (Ders saat 9’da başlıyor.)
- Türkçe: Ders saat 9’da başlıyor.
- verstehen – anlamak
- Almanca: Er versteht die Frage nicht. (Soruyu anlamıyor.)
- Türkçe: Soruyu anlamıyor.
- zeigen – göstermek
- Almanca: Sie zeigt auf das Bild. (Resme işaret ediyor.)
- Türkçe: Resme işaret ediyor.
- glauben – inanmak
- Almanca: Ich glaube dir. (Sana inanıyorum.)
- Türkçe: Sana inanıyorum.
- fühlen – hissetmek
- Almanca: Er fühlt sich glücklich. (Kendini mutlu hissediyor.)
- Türkçe: Kendini mutlu hissediyor.
- wählen – seçmek
- Almanca: Sie wählt das beste Kleid. (En iyi elbiseyi seçiyor.)
- Türkçe: En iyi elbiseyi seçiyor.
- erscheinen – görünmek, ortaya çıkmak
- Almanca: Das Buch erscheint nächsten Monat. (Kitap gelecek ay çıkacak.)
- Türkçe: Kitap gelecek ay çıkacak.
- benötigen – ihtiyacı olmak
- Almanca: Wir benötigen deine Hilfe. (Sana ihtiyacımız var.)
- Türkçe: Sana ihtiyacımız var.
- bleiben – kalmak
- Almanca: Sie bleiben eine Woche. (Bir hafta kalıyorlar.)
- Türkçe: Bir hafta kalıyorlar.
- erhalten – almak, elde etmek
- Almanca: Ich erhalte einen Brief. (Mektup alıyorum.)
- Türkçe: Mektup alıyorum.
- anfangen – başlamak
- Almanca: Es fängt an zu regnen. (Yağmur yağmaya başlıyor.)
- Türkçe: Yağmur yağmaya başlıyor.
- entstehen – ortaya çıkmak, oluşmak
- Almanca: Eine Idee entsteht. (Bir fikir oluşuyor.)
- Türkçe: Bir fikir oluşuyor.
- stellen – koymak, yerleştirmek
- Almanca: Sie stellt die Blumen auf den Tisch. (Çiçekleri masaya koyuyor.)
- Türkçe: Çiçekleri masaya koyuyor.
- erhalten – almak, elde etmek
- Almanca: Sie erhalten eine Belohnung. (Ödül alıyorlar.)
- Türkçe: Ödül alıyorlar.
- spielen – çalmak
- Almanca: Er spielt Gitarre. (O gitar çalıyor.)
- Türkçe: O gitar çalıyor.
- suchen – aramak
- Almanca: Wir suchen einen Parkplatz. (Bir otopark arıyoruz.)
- Türkçe: Bir otopark arıyoruz.
- reden – konuşmak
- Almanca: Sie redet gerne. (O konuşmayı sever.)
- Türkçe: O konuşmayı sever.
- fallen – düşmek
- Almanca: Das Glas fällt auf den Boden. (Bardak yere düşüyor.)
- Türkçe: Bardak yere düşüyor.
- drehen – dönmek
- Almanca: Der Schlüssel dreht sich im Schloss. (Anahtar kilit içinde dönüyor.)
- Türkçe: Anahtar kilit içinde dönüyor.
- zeigen – göstermek
- Almanca: Sie zeigt auf das Buch. (Kitepi işaret ediyor.)
- Türkçe: Kitaba işaret ediyor.
- tragen – taşımak, giymek
- Almanca: Er trägt schwere Taschen. (O ağır çantalar taşıyor.)
- Türkçe: O ağır çantalar taşıyor.
- treffen – buluşmak, karşılaşmak
- Almanca: Wir treffen uns am Bahnhof. (Trende buluşuyoruz.)
- Türkçe: Trende buluşuyoruz.
- erkennen – tanımak, fark etmek
- Almanca: Ich erkenne dich nicht. (Seni tanımıyorum.)
- Türkçe: Seni tanımıyorum.
- entscheiden – karar vermek
- Almanca: Er entscheidet sich für den roten Pullover. (Kırmızı kazak için karar veriyor.)
- Türkçe: Kırmızı kazak için karar veriyor.
- wachsen – büyümek, büyütmek
- Almanca: Die Pflanzen wachsen schnell. (Bitkiler hızlı büyür.)
- Türkçe: Bitkiler hızlı büyür.
- entwickeln – geliştirmek
- Almanca: Sie entwickeln neue Ideen. (Yeni fikirler geliştiriyorlar.)
- Türkçe: Yeni fikirler geliştiriyorlar.
- erklären – açıklamak
- Almanca: Der Lehrer erklärt die Regel. (Öğretmen kuralı açıklıyor.)
- Türkçe: Öğretmen kuralı açıklıyor.
- füllen – doldurmak
- Almanca: Wir füllen die Gläser. (Bardakları dolduruyoruz.)
- Türkçe: Bardakları dolduruyoruz.
- hören – duymak, dinlemek
- Almanca: Er hört gerne Musik. (O müziği dinlemeyi sever.)
- Türkçe: O müziği dinlemeyi sever.
- gewinnen – kazanmak
- Almanca: Sie gewinnt den Wettkampf. (Yarışmayı kazanıyor.)
- Türkçe: Yarışmayı kazanıyor.
- fühlen – hissetmek
- Almanca: Sie fühlen sich gut. (Kendilerini iyi hissediyorlar.)
- Türkçe: Kendilerini iyi hissediyorlar.
- zeigen – göstermek
- Almanca: Das Bild zeigt einen Berg. (Resim bir dağ gösteriyor.)
- Türkçe: Resim bir dağ gösteriyor.
- verlieren – kaybetmek
- Almanca: Wir verlieren das Spiel. (Oyunu kaybediyoruz.)
- Türkçe: Oyunu kaybediyoruz.
- laufen – koşmak, işlemek
- Almanca: Der Motor läuft gut. (Motor iyi çalışıyor.)
- Türkçe: Motor iyi çalışıyor.
- setzen – oturtmak, koymak
- Almanca: Sie setzt sich auf den Stuhl. (Sandalyeye oturuyor.)
- Türkçe: Sandalyeye oturuyor.
- verstehen – anlamak
- Almanca: Er versteht die Situation. (Durumu anlıyor.)
- Türkçe: Durumu anlıyor.
- verwenden – kullanmak
- Almanca: Sie verwenden neue Technologien. (Yeni teknolojileri kullanıyorlar.)
- Türkçe: Yeni teknolojileri kullanıyorlar.
- bestehen – geçmek, var olmak
- Almanca: Sie besteht die Prüfung. (Sınavı geçiyor.)
- Türkçe: Sınavı geçiyor.
- ziehen – çekmek
- Almanca: Er zieht an der Tür. (Kapıyı çekiyor.)
- Türkçe: Kapıyı çekiyor.
- lieben – sevmek
- Almanca: Sie liebt ihre Familie. (Ailesini sever.)
- Türkçe: Ailesini sever.
- heißen – adı olmak
- Almanca: Das Hotel heißt “Sonne”. (Otelin adı “Güneş”.)
- Türkçe: Otelin adı “Güneş”.
- hoffen – ummak
- Almanca: Wir hoffen auf gutes Wetter. (İyi hava umuyoruz.)
- Türkçe: İyi hava umuyoruz.
- essen – yemek
- Almanca: Ich esse gerne Pasta. (Makarnayı severim.)
- Türkçe: Makarnayı severim.
- erklären – açıklamak
- Almanca: Der Lehrer erklärt die Mathematik. (Öğretmen matematiği açıklıyor.)
- Türkçe: Öğretmen matematiği açıklıyor.
- sich erinnern – hatırlamak
- Almanca: Ich erinnere mich an die Kindheit. (Çocukluğumu hatırlıyorum.)
- Türkçe: Çocukluğumu hatırlıyorum.
- sprechen – konuşmak
- Almanca: Sie spricht fünf Sprachen. (Beş dil konuşuyor.)
- Türkçe: Beş dil konuşuyor.
- schieben – itmek, kaydırmak
- Almanca: Er schiebt den Tisch. (Masayı kaydırıyor.)
- Türkçe: Masayı kaydırıyor.
- sterben – ölmek
- Almanca: Die Blume stirbt. (Çiçek ölüyor.)
- Türkçe: Çiçek ölüyor.
- fallen – düşmek
- Almanca: Das Blatt fällt vom Baum. (Yaprak ağaçtan düşüyor.)
- Türkçe: Yaprak ağaçtan düşüyor.
- verlieren – kaybetmek
- Almanca: Sie verlieren den Schlüssel. (Anahtarı kaybediyorlar.)
- Türkçe: Anahtarı kaybediyorlar.
- laufen – koşmak
- Almanca: Sie laufen jeden Tag. (Her gün koşuyorlar.)
- Türkçe: Her gün koşuyorlar.
- verwenden – kullanmak
- Almanca: Er verwendet einen Computer. (Bir bilgisayar kullanıyor.) –
- Türkçe: Bir bilgisayar kullanıyor.
Almanca dilinin temel yapı taşlarından biri olan fiiller, iletişimde en çok kullanılan ve önemli bir role sahiptir. Almanca en çok kullanılan fiiller, dilin günlük yaşamdaki ifade gücünü ve anlam zenginliğini oluşturur. Bu fiiller, her cümlenin temelini oluştururken aynı zamanda iletişimi zenginleştirir.
Almanca en çok kullanılan fiiller, dil öğrenme sürecinde de önemli bir yere sahiptir. Dil öğrenenler için, bu fiillerin doğru kullanımı, dil becerilerini geliştirmek ve akıcı iletişim kurabilmek adına kritik bir rol oynar. “Almanca en çok kullanılan fiiller” listesi, dil öğrenenler için başlangıç noktası olabilir ve günlük pratikte sıkça kullanılan ifadeleri öğrenmelerine yardımcı olabilir.
Almanca En Çok Kullanılan Fiiller ile İlgili Yazılar: