Almanca Şayze Ne Demek?

Almanca Şayze Ne Demek
Almanca Şayze Ne Demek

Almanca şayze ne demek?: Kimi zaman dünya dilleri arasında en güçlü ifadelere sahip olanlardan biri olarak kabul edilir. Bu dili öğrenenler, sıklıkla argo ve küfürlü ifadelerle karşılaşır. Bu ifadelerden biri de “Scheiße”dir. Bu içerikte, Almanca’nın güçlü ifadesi olan “Scheiße” kelimesini derinlemesine inceleyeceğiz.

Almanca Şayze Ne Demek?

Şayze “Scheiße”, Almanca’da scheisse “dışkı, bok, boktan, boktan bir durum, kahretsin” anlamlarına gelmektedir. Almanca sözcük Germence yazılı örneği bulunmayan *skeutan” atmak, fırlatmak, saçmak” fiilinden türetilmiştir. Almanca’da kullanılan bu terim, Alman gençler arasında yaygın olarak kullanılmaktadır.

Şayze Kelimesinin Kullanımı

“Scheiße” yani scheisse kelimesi genellikle “dışkı, bok, boktan, boktan bir durum, kahretsin” olarak kullanılır ve başına kötü bir şeyin gelmesini ifade etmektedir. Almanca şayze ne demek diye düşündüğümüzde ilk olarak agresif bir durum gelmelidir. Almanca konuşulan bölgelerde ve günlük konuşmalarda sıkça karşılaşılmaktadır. Almanca şayze ne demek olduğunu öğrendiğimize göre örnek “Scheiße” kelimesinin kullanımına geçebiliriz.

Örneklerle Şayze Kullanımı

almanca sayze ne demek 1
Almanca Şayze Ne Demek

Günlük Hayattan Örnek Cümleler

  1. “Oh nein, ich habe meine Brieftasche verloren! Das ist echt Scheiße.” (Oh hayır, cüzdanımı kaybettim! Bu gerçekten kötü.)
  2. “Es regnet schon wieder. Scheiße, ich habe vergessen, meinen Regenschirm mitzunehmen.” (Yine yağmur yağıyor. Lanet olsun, şemsiyemi almamayı unuttum.)
  3. “Der Verkehr steckt mal wieder fest. Scheiße, ich werde zu spät zur Arbeit kommen.” (Trafik yine tıkanmış durumda. Lanet olsun, işe geç kalacağım.)
  4. “Scheiße, ich habe meine Schlüssel im Haus vergessen. Jetzt stehe ich hier vor verschlossener Tür.” (Lanet olsun, evde anahtarlarımı unuttum. Şimdi kilitli kapının önünde duruyorum.)
  5. “Mein Computer ist abgestürzt und alle meine Dateien sind weg. Das ist wirklich Scheiße.” (Bilgisayarım çöktü ve tüm dosyalarım gitti. Gerçekten berbat bir durum.)
  6. “Die Prüfung war so schwer, dass ich am Ende nur ‘Scheiße!’ sagen konnte.” (Sınav o kadar zordu ki sonunda sadece ‘Scheiße!’ diyebildim.)
  7. “Scheiße, ich habe den Zug verpasst. Jetzt muss ich den nächsten nehmen.” (Lanet olsun, trene yetişemedim. Şimdi bir sonrakisini almak zorundayım.)
  8. “Mein Hund hat wieder ins Haus gemacht. Scheiße, jetzt muss ich putzen.” (Köpeğim yine eve işemiş. Lanet olsun, şimdi temizlik yapmalıyım.)
  9. “Scheiße, mein Handy ist runtergefallen und das Display ist kaputt.” (Lanet olsun, telefonum düştü ve ekranı kırıldı.)
  10. “Ich habe vergessen, die Rechnung zu bezahlen. Scheiße, hoffentlich gibt es keine Mahngebühren.” (Faturayı ödemeyi unuttum. Lanet olsun, umarım gecikme cezası yoktur.)
  11. “Mein Flug wurde gestrichen. Scheiße, wie komme ich jetzt nach Hause?” (Uçuşum iptal edildi. Lanet olsun, şimdi nasıl eve gideceğim?)
  12. “Scheiße, ich habe meine Brille verloren. Jetzt sehe ich nichts mehr.” (Lanet olsun, gözlüklerimi kaybettim. Şimdi hiçbir şey göremiyorum.)
  13. “Ich habe meinen Job verloren. Scheiße, wie soll ich jetzt meine Miete bezahlen?” (İşimi kaybettim. Lanet olsun, şimdi kiramı nasıl ödeyeceğim?)
  14. “Die Party war total langweilig. Scheiße, dass ich überhaupt hingegangen bin.” (Parti çok sıkıcıydı. Lanet olsun, neden gittim ki?)
  15. “Ich habe mir den Finger eingeklemmt. Scheiße, das tut echt weh.” (Parmiğimi sıkıştırdım. Lanet olsun, gerçekten acıyor.)
  16. “Scheiße, ich habe die Hausaufgaben wieder vergessen.” (Lanet olsun, ödevleri yine unuttum.)
  17. “Der Film war wirklich schlecht. Scheiße, dass wir so viel Geld dafür ausgegeben haben.” (Film gerçekten kötüydü. Lanet olsun, bu kadar para harcadığımıza.)
  18. “Scheiße, ich habe mich beim Kochen verbrannt.” (Lanet olsun, yemek yaparken yandım.)
  19. “Die Präsentation lief total daneben. Scheiße, dass ich mich so blamiert habe.” (Sunum tamamen ters gitti. Lanet olsun, kendimi böyle rezil ettiğime.)
  20. “Ich habe meinen Flug verpasst. Scheiße, jetzt muss ich einen neuen buchen.” (Uçuşumu kaçırdım. Lanet olsun, şimdi yeni bir tane rezervasyon etmem gerekiyor.)
  21. “Scheiße, ich habe mein Portemonnaie zu Hause vergessen.” (Lanet olsun, cüzdanımı evde unuttum.)
  22. “Mein Computer ist abgestürzt. Scheiße, ich habe wichtige Dokumente darauf.” (Bilgisayarım çöktü. Lanet olsun, üzerinde önemli belgelerim vardı.)
  23. “Scheiße, ich habe die Schlüssel im Auto eingeschlossen.” (Lanet olsun, anahtarları arabada unuttum.)
  24. “Ich habe die Deadline nicht eingehalten. Scheiße, das wird Ärger geben.” (Son teslim tarihini kaçırdım. Lanet olsun, bu sorun yaratacak.)
  25. “Scheiße, ich habe meinen Termin verschwitzt.” (Lanet olsun, randevumu kaçırdım.)
  26. “Ich habe mich in der Stadt verlaufen. Scheiße, wie komme ich zurück?” (Şehirde kayboldum. Lanet olsun, nasıl geri döneceğim?)
  27. “Scheiße, ich habe das Flugzeug verpasst.” (Lanet olsun, uçağı kaçırdım.)
  28. “Mein Handy ist ins Wasser gefallen. Scheiße, hoffentlich ist es nicht kaputt.” (Telefonum suya düştü. Lanet olsun, umarım bozulmamıştır.)
  29. “Scheiße, ich habe meine Lieblingsjacke verloren.” (Lanet olsun, en sevdiğim ceketi kaybettim.)
  30. “Ich habe die Prüfung verkackt. Scheiße, ich habe nicht genug gelernt.” (Sınavda sınıfta kaldım. Lanet olsun, yeterince çalışmadım.)
  31. “Scheiße, ich habe eine Grippe erwischt.” (Lanet olsun, grip oldum.)
  32. “Ich habe den Geburtstag meiner besten Freundin vergessen. Scheiße, wie konnte mir das passieren?” (En iyi arkadaşımın doğum gününü unuttum. Lanet olsun, bunu nasıl yapabildim?)
  33. “Scheiße, ich habe den Zugang zu meinem Online-Banking vergessen.” (Lanet olsun, online bankacılık şifremi unuttum.)
  34. “Mein Fahrrad ist kaputtgegangen. Scheiße, ich brauche es dringend.” (Bisikletim bozuldu. Lanet olsun, ona acilen ihtiyacım var.)
  35. “Scheiße, ich habe mein Flugticket verloren.” (Lanet olsun, uçak biletimi kaybettim.)
  36. “Ich habe meinen Regenschirm zu Hause gelassen. Scheiße, es regnet.” (Şemsiyemi evde unuttum. Lanet olsun, yağmur yağıyor.)
  37. “Scheiße, ich habe die letzte Bahn verpasst.” (Lanet olsun, son treni kaçırdım.)
  38. “Mein Kaffee ist umgekippt. Scheiße, das war mein letzter.” (Kahvem devrildi. Lanet olsun, bu son kahveydi.)
  39. “Scheiße, ich habe eine Verkehrsstörung und komme zu spät.” (Lanet olsun, trafikte sıkıştım ve geç kalacağım.)
  40. “Ich habe das Buch, das ich lesen muss, zu Hause vergessen. Scheiße, ich brauche es für die Schule.” (Okul için okumam gereken kitabı evde unuttum. Lanet olsun, ona ihtiyacım var.)
  41. “Scheiße, mein Laptop ist abgestürzt und ich habe wichtige Dateien darauf.” (Lanet olsun, bilgisayarım çöktü ve üzerinde önemli dosyalarım var.)
  42. “Meine Lieblingssendung wurde abgesagt. Scheiße, was soll ich jetzt machen?” (En sevdiğim program iptal edildi. Lanet olsun, şimdi ne yapacağım?)
  43. “Scheiße, ich habe meine Tasche im Café liegenlassen.” (Lanet olsun, çantamı kafede unuttum.)
  44. “Ich habe meine Brille zerbrochen. Scheiße, ich brauche sie zum Lesen.” (Gözlüğümü kırdım. Lanet olsun, okumak için ona ihtiyacım var.)
  45. “Scheiße, ich habe den falschen Bus genommen und bin weit weg von meinem Ziel.” (Lanet olsun, yanlış otobüse bindim ve hedefimden uzaklaştım.)
  46. “Mein Chef hat mir eine schlechte Nachricht überbracht. Scheiße, das bedeutet Ärger.” (Patronum bana kötü bir haber verdi. Lanet olsun, bu sorun yaratacak.)
  47. “Scheiße, ich habe mein Handy verloren und habe keinen Wecker.” (Lanet olsun, telefonumu kaybettim ve alarmım yok.)
  48. “Ich habe meine Medikamente zu Hause vergessen. Scheiße, ich brauche sie dringend.” (Eve ilaçlarımı unuttum. Lanet olsun, onlara acil ihtiyacım var.)
  49. “Scheiße, ich habe meine Flasche Wasser zu Hause stehen lassen.” (Lanet olsun, su şişemi evde bıraktım.)
  50. “Mein Hund hat meine Schuhe zerkaut. Scheiße, die waren teuer.” (Köpeğim ayakkabılarımı kemirdi. Lanet olsun, onlar pahalıydı.)
  51. “Scheiße, ich habe meinen Schlüssel verloren und komme nicht in meine Wohnung.” (Lanet olsun, anahtarımı kaybettim ve evime giremiyorum.)
  52. “Mein Wecker ist nicht losgegangen. Scheiße, jetzt bin ich zu spät.” (Alarmım çalmadı. Lanet olsun, şimdi geç kaldım.)
  53. “Scheiße, ich habe meine Termine durcheinandergebracht und bin doppelt gebucht.” (Lanet olsun, randevularımı karıştırdım ve iki kez rezervasyon yaptırdım.)
  54. “Ich habe meine Jacke im Restaurant vergessen. Scheiße, es war meine Lieblingsjacke.” (Restoranda ceketimi unuttum. Lanet olsun, en sevdiğim ceketti.)
  55. “Scheiße, mein Auto springt nicht an und ich bin in Eile.” (Lanet olsun, arabam çalışmıyor ve acelem var.)
  56. “Ich habe die falsche Hausaufgabe gemacht. Scheiße, das gibt Ärger vom Lehrer.” (Yanlış ödev yaptım. Lanet olsun, öğretmenden kızgınlık gelecek.)

Yukarıda yer alan örnekler, “Scheiße” kelimesinin geniş bir kullanım yelpazesi olduğunu göstermektedir. Her bir örnek, kelimenin farklı bağlamlardaki kullanımını ve çeşitli iletişim durumlarında Almanca şayze ne demek, nasıl kullanılabileceğini göstermektedir.

Bu yazıda, “Scheiße” kelimesinin anlamı, Almanca şayze ne demek, kullanımı ve çeşitli bağlamlardaki örnekleri detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Turistik faaliyetlerden günlük konuşmalara, alışverişten haberlere kadar geniş bir yelpazede “Scheiße” kelimesinin kullanımı gösterilmiştir.

Sonuç olarak, Almanca şayze ne demek sorularına cevap verdik. “Scheiße” kelimesi, Almanca dilinde sıkça karşılaşılan bir terimdir. Bu içerik, Almanca şayze ne demek sorusuna cevaben kullanımı hakkında size genel bir bakış sunmayı amaçlamaktadır.

Almanca Şayze Ne Demek ile İlgili Yazılar

Almanca Kelime Ezberleme Teknikleri

Temel Almanca Kelimeler

Almanca En Çok Kullanılan Kelimeler

5/5 - (1 vote)

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir